SON DUYURULAR

Sağlık Stajyerlerinin Aşılanması
18 Şubat 2021
TBMM Başkanlığına
18 Şubat 2021
Ülkemizin kıymetli değerlerinden Psikolog ve Yazar Prof.Dr. Doğan Cüceloğlu’nu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz Mekanı cennet olsun.
17 Şubat 2021
Acil Çağrımızdır
27 Aralık 2020
Süresiz Sözleşmeli Memurların Kadroya Alınmasına İlişkin Ortak Canlı Yayın
17 Aralık 2020
UMUT HEP VAR
MesleÄŸe ilk baÅŸladığım zamanlar hiç unutamam ilk gece nöbetimdi. 2 hastadan sorumluydum ve içlerinden biri terminal dönemdeydi. Kanser hastasıydı. Durumu iyiye gitmiyordu. EÅŸi eve kadar gideceÄŸini ve onu kısa bir süreliÄŸine yalnız bırakacağını onunla ilgilenip ilgilenmeyeceÄŸimi sormuÅŸtu. Ben de gönül rahatlığı ile “tabi ki güvenebilirsiniz” dedim. EÅŸi gittikten sonra her 15 dakikada bir hemÅŸire çaÄŸrı ziline basıp beni odasına çağırıyordu. Gidip neye ihtiyacı olduÄŸuna bakıyor ve yardımcı oluyordum. İlk bir saat bu ÅŸekilde devam etti. Sonraki yarım saatte tekrar çağırdı ve başını kaldırmamı istedi. Ve iÅŸte o an aniden nefes alamadığını fark ettim. Hemen destek isteyip gereken müdahalenin yapılması için elimden geleni yaptım. Fakat olmadı tam 45 dakika ben ve ekip arkadaÅŸlarım onun için mücadele etmiÅŸtik. Ama olmamıştı. EÅŸine nasıl söyleyeceÄŸim kaygısı sarmıştı beni ne derdi emanetine nasıl sahip çıkamamıştım nasıl söylerdim. EÅŸi gelene kadar hastamla o odada kaldım. GeldiÄŸin de ne oldu biliyor musunuz? Yüce gönüllülük ve minnet duygusuyla bana sarıldı. Evet hiçbir ÅŸey söylemeden sarıldı...
Her ölüm etkiler beni. Tanısam, tanımasam bir ÅŸeyler paylaÅŸmış olsam ya da olmasam hep etkilenmiÅŸimdir. O an anladım. Ne kadar kıymetli bir iÅŸ yaptığımı. Aslında iÅŸ deÄŸildi bu, bu bendim ve onların yanında kendimi besliyor hatta kendimle tanışıyordum.
Ve ÅŸimdi yine aynı korku. Aylardır aynı korku bu tanıdık ama ne yapacağını bilmeyen üstelik sadece beni deÄŸil tüm dünyayı etkisi altına almayı baÅŸarmış büyük bir korku. Korkmak için hangi ana ÅŸahit olmak gerekir ne bilmek gerekir ne yaÅŸamak gerekirdi ki...
Bizler din, dil, ırk, cinsiyet, yaÅŸlı, çocuk ayrımı gözetmeksizin herkese ihtiyaç duyduÄŸu saÄŸlık hizmetini en iyi ÅŸekilde vermeye çalıştık. Üstelik bizde korktuk, seni korumaya çalışırken aynı ÅŸeyi sevdiklerimize taşımaktan korktuk ve çoÄŸu zaman dışlandık. İlk baÅŸlarda sırf hastanedeyiz diye bize yaklaÅŸmaktan korkar oldular. Senin aslında bakamadığın, toplumda dışladığın insanlar bize en sık ulaÅŸan ve hep yanında olduÄŸumuz insanlar oldu. Bu yüzden çoÄŸumuz ailesinin, çocuÄŸunun, annesinin, babasının yanına gidemedi evinden uzak kaldı. Hayatları için planladıkları aktiviteleri ne olacağını bilmediÄŸi baÅŸka bir zamana ertelediler. Bu sefer rüzgâr tersine esiyordu. Sabahladık, maskeler, tulumlar, eldivenler, siperlikler vücudumuzun çeÅŸitli yerlerinde izler bıraktı ama geçti. GeçeceÄŸini biliyorduk. Korkuyla sabahladığımız geceler, dokunamadığımız eller, korumak zorunda olduÄŸumuz bedenler...
Bir gün bir çocuk hastam; “bu maske, siperlik ve tulumun içinde çok komik aynı zamanda korkunç olduÄŸumu” söyledi. O an ne diyeceÄŸimi bilemedim. Onu mu koruyordum kendimi mi yoksa sevdiklerimi mi? Oysa ben o ÅŸekilde nefes almakta hatta görmekte zorlanıyordum, terlemiÅŸtim ve öfkeliydim korkuyordum. Ama ona belli edemezdim. Ona “sen de denemek ister misin ?” diye sordum. Güldü. Siperlik ve gözlük takınca neden bunları kullandığımız hakkında çocukça ama önemli bir sohbet gerçekleÅŸtirdik. O 8 yaşındaydı ben 25 aramızdaki mesafeyi korumuÅŸ muyduk? Neyi baÅŸarmıştık? Neydi biliyor musunuz? Korkularımızı yendik, birbirimizden korkmadık. Bu günlerin geçeceÄŸine dair umudumuz hep vardı iyileÅŸeceÄŸimize dair hep var…
Alanda çalışan bir hemÅŸire olarak Nightingale’nin Allah’ın en kutsal varlığı ve hediyesi olan hayat hemÅŸirelerin eline bırakılmıştır sözü ÅŸu anki durumu öyle güzel anlatıyor ki.
Biz baÅŸardık artık korkmuyoruz ve bilinçliyiz her ÅŸeyin üstesinden gelebiliriz...